DÜNYADA NESLİ TÜKENMEKTE OLAN CANLILAR
Dünya üzerinde birçok canlı türü yaşamaktadır. Ekosistemdeki bozulmalar ve insanların neden olduğu etkilerden dolayı, pek çok canlı türünün nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya. Acil önlemler alınmadığı taktirde, daha önceleri de olduğu gibi, birçok canlının neslinin tükenmesinin önüne geçilemeyecek ve bizden sonra gelecek olan nesiller, belki de bu canlıları sadece resimlerden görme imkanı bulabilecekler.
Kutup Ayısı:
Kutup bölgesinin bu efsanevi canlısı, izinsiz avlanma ve kutuplardaki buzulların erimeye başlamasıyla tehdit altındadır. Sayıları her geçen gün azalan Kutup Ayılarının 25 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Vaquita-Meksika Yunusu:
Doğal alanları California Körfezi olan bu memeli hayvan, sürekli olarak balıkçıların ağlarına takılmakta ve sürekli olarak azalmaktadırlar. Sayılarının 200-300 kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Sumatra Kaplanı:
Doğal yaşam alanı Endonezya’nın Sumatra adası olan bu kaplan türü, adada yaşayan bir kaplan türü olduğundan insanlardan korunamamaktadır. Sayıları yaklaşık 100 kadar kalan bu hayvanlar koruma altına alınan türler arasında.
Siyah Ayaklı Dağ Gelinciği:
Ana vatanı Kuzey Amerikadır. Sayıları yaklaşık 1000 adet kadar kalmıştır. 80’li yıllarda neredeyse nesli tükenen bu hayvanlar koruma altına alındıktan sonra bu sayıya ulaşılmıştır.
Pigme Borneo Fili:
Ana vatanı Kuzey Borneo olan bu fil türü, Asya fillerine göre 50 cm. daha kısadır. Palmiye ekimi nedeniyle yaşam alanları her geçen gün daralan Borne fillerinin sayısı şimdilik 1500 civarında.
Cross River Gorili:
Ana vatanı Kamerun ve Nijerya olan bu goril türü, eti nedeniyle insanlar tarafından avlanmaktadır. Sayıları 1500 civarında olan Cross River gorili 80’li yıllardan bu yana koruma altında.
Javan Gergedanı:
Endonezya ve Vietnam ormanlarında yaşayan bu gergedan türü, kaçak avcıların boynuzlarının değeri nedeniyle avladıkları bir hayvan. Ormanlık alanların yani doğal yaşam alanlarının her geçen gün talan edilmesi de neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına etkendir. Günümüzde sayıları 60 adet bile yok.
İmparator Penguenleri:
Tasmanya'nın güneyinde Antarktik kıyısında yaşayan imparator penguenleri büyük bir hızla azalıyor. Bölgedeki buzlar eridikçe hayvanların sayısı da düşüyor. Penguenlerin sayısı son 50 yılda 3 bine kadar düştü. En büyük ölüm oranına 1976-1980 arasında denizde buzların azalması sırasında rastlandı.
Dev Panda:
Dev panda, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) için ayrı bir anlam taşır, çünkü bu sevimli hayvan 1961 yılından beri vakfın sembolü. Dev panda ayrıca ana vatanı olan Çin’in de milli amblemi. Siyah-beyaz kürküyle dikkat çeken dev pandaların boyu yaklaşık 1,5 metre, ağırlığı ise 100-150 kg arasındadır. Bambu ormanlarında yaşayan dev pandalar, günde 12-38 kg kadar bambu ağacı yiyerek hayatta kalır.
Anadolu Parsı:
Boyu 200-250 cm, ağırlığı dişilerde 35-50 kg, erkeklerde 45-70 kg civarındadır. Yaklaşık ömrü 20 yıldı. Çok çevik olan Anadolu parsı, etoburdur ve geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ile kuşlar gibi birçok hayvan avını oluşturur. Anadolu parsı Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamıştır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması leoparları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır.
Şahin Gagalı Kaplumbağa:
Şahin Gagalı Kaplumbağa:
75-90 cm boylarında ve 40-75 kilogram ağırlıklarında olan bu canlı türünün nesli de kritik seviyede yok olma riskine sahip.
Deri Sırtlı Deniz Kaplumbağası:
Yaşayan en büyük kaplumbağa türü olan bu tür genelde tropikal okyanuslarda yaşamakta. Diğer deniz kaplumbağalarına göre bir çok farklı yönleri bulunan deri sırtlı deniz kaplumbağalarının boyları 1 buçuk metreden daha uzun olabiliyor.
Alageyik:
Alageyik, göçmen olmayan ve sürü oluşturan, kürek boynuzlu ve benekli gececil bir geyik türüdür. En saf alageyikler tüm dünyada sadece Antalya’da bulunur. Yöre halkı tarafından Benekli geyik olarak da adlandırılırlar. Ülkemizde, Antalya'daki Termessos Milli Parkı ve Düzlerçamı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında ve Mersin’de görülebilirler. Çok az miktarda olsalar da Bolu Dağlarında da görülme imkanları vardır.
Çizgili Sırtlan:
Çizgili sırtlan diğer sırtlanlardan daha zarif bir vücut yapısına sahiptir. 110 cm uzunluğa ve 40–50 kg ağırlığa ulaşan kilosuyla diğer sırtlan türlerinden daha farklıdır. Anadoludaki populasyonu tam olarak bilinmese de, yine soyu tükenme tehlikesi geçiren bir başka tür olarak listemizde yer alıyor.
Akdeniz Foku:
Üzerinde yapılaşma olmayan ve insanların kolay ulaşamadığı yerleri seçen Akdeniz fokları, üremek ve yerleşmek için insanların olmadığı yerleri bulmakta zorlanıyorlar. Bu yüzden insan ve insan etkilerinin olmadığı kıyı mağaralara ve kovuklara sahip, sessiz ve tenha kıyıları tercih ediyorlar. İzmir'in Foça ilçesinde çok miktarda Akdeniz foku bulunmakla beraber, yaşam alanları insanların yerleşimlerinden dolayı tehlikeye giren türlerden biri. Ayrıca bir türlü engellenemeyen avlanma konusunda, Akdeniz fokları için ciddi bir tehlikedir.
Deri Sırtlı Deniz Kaplumbağası:
Yaşayan en büyük kaplumbağa türü olan bu tür genelde tropikal okyanuslarda yaşamakta. Diğer deniz kaplumbağalarına göre bir çok farklı yönleri bulunan deri sırtlı deniz kaplumbağalarının boyları 1 buçuk metreden daha uzun olabiliyor.
Alageyik:
Alageyik, göçmen olmayan ve sürü oluşturan, kürek boynuzlu ve benekli gececil bir geyik türüdür. En saf alageyikler tüm dünyada sadece Antalya’da bulunur. Yöre halkı tarafından Benekli geyik olarak da adlandırılırlar. Ülkemizde, Antalya'daki Termessos Milli Parkı ve Düzlerçamı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında ve Mersin’de görülebilirler. Çok az miktarda olsalar da Bolu Dağlarında da görülme imkanları vardır.
Çizgili Sırtlan:
Çizgili sırtlan diğer sırtlanlardan daha zarif bir vücut yapısına sahiptir. 110 cm uzunluğa ve 40–50 kg ağırlığa ulaşan kilosuyla diğer sırtlan türlerinden daha farklıdır. Anadoludaki populasyonu tam olarak bilinmese de, yine soyu tükenme tehlikesi geçiren bir başka tür olarak listemizde yer alıyor.
Akdeniz Foku:
Üzerinde yapılaşma olmayan ve insanların kolay ulaşamadığı yerleri seçen Akdeniz fokları, üremek ve yerleşmek için insanların olmadığı yerleri bulmakta zorlanıyorlar. Bu yüzden insan ve insan etkilerinin olmadığı kıyı mağaralara ve kovuklara sahip, sessiz ve tenha kıyıları tercih ediyorlar. İzmir'in Foça ilçesinde çok miktarda Akdeniz foku bulunmakla beraber, yaşam alanları insanların yerleşimlerinden dolayı tehlikeye giren türlerden biri. Ayrıca bir türlü engellenemeyen avlanma konusunda, Akdeniz fokları için ciddi bir tehlikedir.
Reyyannur BAKKALLAR
0 yorum: